Hayri Çölaşan
Görüntü Yönetmeni, Kameraman
http://www.hayricolasan.com
hayri.colasan@gmail.com
05355667340
Sinema Yazarı
http://www.kameraarkasi.org
kameraarkasi.org@gmail.com
2010
Anılar
Uşakların Dansı Kolbastı
Belgesel, Dijital Betacam, Renkli, Türkçe, 41'
Yönetmen - Zühre Saral Gökağaç
Yapımcı - Zühre Saral Gökağaç, TRT
Danışman - Ferdi Sakallıoğlu
Görüntü Yönetmeni - Yüksel Şıpka
Kameraman - Yüksel Şıpka, Hayri Çölaşan
Jenerik Müziği - Aytaç Köktürk
Seslendiren - Şahan Ergüney
Kimi serseri oyunu dedi… Canlı ve kıvrak bu oyuna Karadeniz’in repi diyenler de
oldu. Trabzon başta olmak üzere yıllardır düğünlerde ve eğlencelerde oynanan
Kolbastı, horondan sonra bölgenin ikinci milli dansı oldu. Bir dönem internette
tıklanma rekorları kırdı. Trabzonsporlu futbolcular sezon maçlarında
galibiyetlerini Kolbastı dansıyla kutladı. Şov programlarına konu oldu. Doğu
Karadeniz’den başlayan Kolbastı çılgınlığı dalga dalga tüm ülkeye
yayıldı.Uşakların Dansı belgeseli, özellikle Faroz mahallesinden yola çıkarak
Kolbastı oyununun tarihçesini, özelliklerini ve mahalle sakinlerinin bu oyun
eşliğinde yaşadığı duyguları anlatıyor. Belgeselde, bir mahallenin kültürel ve
sosyal yaşamının portresi çizilirken; Konstantin Muammerlerin, Ali Osmanların,
Aga Cahitlerin, Kıymetlilerin günümüze taşıdığı bir mahalle dansını özünü
bozmadan yaşamak ve yaşatmak adına verilen emek gözler önüne seriliyor.
Siyahım Afrikalıyım Türküm
Belgesel, Dijital Betacam
Yönetmen - Gül Büyükbeşe
Yapımcı - Özlem Eralp
Görüntü Yönetmeni - Hayri Çölaşan
Kurgu - Nuri Leblebici
Ses - Fatih Aksop
Koordinatör - Turhan İpek
Müzik - Murat Gedikli
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Bu dertli dünyanın bir çok yerinde,
kara derili köleler yaşarmış.
Boğaz tokluğuna çalışır, kıvrılabildikleri yerde uyurlarmış.
Gün olmuş, gece olmuş.
Ama devran bir türlü dönmemiş.
Efendiler hep efendi, köleler hep köle kalmış!”
“Siyahım, Afrikalıyım, Türküm” adlı belgesel işte bu altyazı ile başlıyor.
Osmanlı’da kölelik kurumunu anlatan “Arap Kızı Camdan Bakıyor” adlı 2007 yapımı
belgeselin devamı niteliğindeki film, Cumhuriyet kurulana dek, her yıl Osmanlı
topraklarına taşınan binlerce Afrikalının torunlarının öykülerinin peşine
düşüyor; umutlarının, sevinçlerinin, hüzünlerinin ve çoğu için bir türlü
bitmeyen yoksulluklarının…
Her biri 30 dakikalık üç bölümden oluşan belgeselde; müzikle insan ilişkisi,
müziğin insan ruhundaki etkileri ile tarihin ilk dönemlerinden bu yana müziğin
tedavi amacıyla kullanılışı ele alınıyor.
Edirne, Amasya, Kayseri ve İstanbul’daki Selçuklu-Osmanlı darüşşifalarının da
tanıtıldığı programda, buralarda yapılan müzikle tedavi uygulamaları da
sergileniyor. İstanbul’daki Kazak Kültür Merkezi’nde çekilen geleneksel Kazak
müziği örnekleri ile Van ili Ulupamir Köyü’nde yaşayan Kırgızların yaptığı
gösteriler, programın ilginç öğeleri arasında yer alıyor.
1. Bölüm- Tarihin eski dönemlerinde, Orta Asya Türk uygarlıklarında Baksı,
Şaman, Kam adı verilen şifacılar ve bunların tedavi yöntemleri ile söz konusu
seanslarda kullanılan müzik aletleri ve diğer araç-gereçler tanıtılıyor.
Programa TÜMATA (Türk Musıkisini Araştırma ve Tanıtma Topluluğu) Başkanı Doç.
Dr. Oruç Rahmi Güvenç, İTÜ Türk Musikisi Konservatuarı Öğretim Üyeleri Prof.
Şehvar Beşiroğlu ve Doç. Haşmet Altınölçek; Trakya Üniversitesi Tıp Fak. Öğretim
Üyesi Prof. Levent Öztürk ile sanatçı Gökhan Kırdar konuşmacı olarak
katılıyorlar.
2. Bölüm - Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarındaki darüşşifalar ile buralarda
yapılan müzikle tedavi uygulamaları ve yöntemlerinin anlatıldığı bu bölümde
konuyla ilgili tarihsel belge veçeşitli görsel malzemeler sergileniyor. Doç.
Oruç Güvenç, Prof. Şehvar Beşiroğlu, Doç. Haşmet Altınölçek, Prof. Levent Öztürk
ve sanatçı Gökhan Kırdar açıklayıcı konuşmalarıyla programda yer alıyorlar.
3. Bölüm - Müzikle tedavi alanında günümüzde yapılan uygulamalar ve bilimsel
araştırmaların anlatıldığı bu bölümde, İstanbul NP Hastanesi ile Trakya
Üniversitesi’ndeki konuyla ilgili çalışmalar sergileniyor. Ülkemizdeki müzikle
tedavi uygulamalarına katılan yabancı sanatçı ve araştırmacılarla yapılan
röportajların da yer aldığı bu bölümde kısa adı TÜMATA olan (Türk Musikisini
Araştırma ve Tanıtma Topluluğu’nun konuyla ilgili çeşitli etkinlikleri de
tanıtılıyor.
İstanbul'da Erguvan Vakti
Belgesel, Dijital Betacam, 45'
Yönetmen - Şükran Özmen
Yapımcı - Şükran Özmen, TRT
Yapım ve Yönetmen Yardımcısı - Ömer Özmen
Görüntü Yönetmeni - Yüksel ŞIPKA
Kameraman - Yüksel Şipka, Hayri Çölaşan
Set Şefi - Tarık Karakulak
Erguvan ağaçları ve İstanbul… Belgeselde, çocukluğunu erguvan ağaçlarının
altında geçirmiş Bilsen Gürer, anılarının İstanbul’unu anlatıyor. Ebruda
erguvanı deneyen sanatçı Yılmaz Eneş, erguvanı “zorlukları yenip de gelen bir
ağaç” olarak tanımlıyor. Kat’ı sanatının duayeni Dürdane Ünver, Boğaz’daki renk
cümbüşünün eserlerine nasıl yansıdığını anlatıyor. Tarihçi Salim Aydın, İstanbul
ve erguvan ilişkisinin geçmişine uzanıyor. Ressam Betül Aydıner Chacko,
anlatımında “Boğaz’da erguvana çıkmak”, sanatında “güzeli görmek” kavramlarını
bizimle paylaşıyor.
Demiryolcu-Müzeci Ruhan Çelebi, erguvan ağacıyla ilk tanışıklığını ve yaşamının
bir parçası haline nasıl geldiğini anlatıyor. Botanikçi Prof. Asuman Efe,
Anadolu’nun ve İstanbul’un zengin coğrafyasında erguvanın yeri üzerinde duruyor.
Minyatür sanatçısı ve sosyal antropolog Gülgün Anmaç’ın sohbetinde, “kadim şehir
İstanbul’un kadim ağacı erguvan” vurgusu yapılıyor, erguvanın minyatür sanatına
nasıl yakıştığı gözleniyor. Erguvan İstanbul Derneği sözcüsü Hüseyin Emiroğlu
ise, Ahmet Yakupoğlu ve Süheyl Ünver’in erguvanlı tabloları eşliğinde, erguvan
zamanı herkesi İstanbul’a bekliyor. Erguvan, edebiyatımızda en çok Hilmi Yavuz
şiirlerine konu oluyor. Vedat Sakman ise yüreğinden iki adım ötedeki erguvanlar
için beste yapıyor.
La Risette
Kısa Film, Kurmaca, HDV, 16:9, Fransızca
Le Directeur - Ayşe Merve Altınsoy
Le Scénario - Ece Mızraklı, Ayşe Merve Altınsoy, Can Çançin
La Producteur - Meriç Mataracı
Le Caméraman - Hayri Çölaşan
La Habilleuse - Ece Özpınar
Le Monteur - Hayri Çölaşan, Alaz Çölaşan
La Transportation - Can Mızraklı, Murat Altınsoy
Avec
Ayşe Merve Altınsoy .... La fille qui est la vandeusse du mauchair
Ece Mızraklı .... La fille qui est la vandeusse de la pature
Ece Özpınar .... La fille qui pleur
Meriç Mantarcı .... La serveuse
Ayşegül Akçay .... La premiere fille
Berkay Kamgözen .... La Garson Qui Est Dans la Café